Türkiye genelinde ev sahipleri ile kiracıları bir kez daha karşı karşıya getiren konut kiralarındaki yüzde 25 artış sınırı, hukuki ve sosyal çatışmaları derinleştiriyor. Temmuz 2022'den bu yana yürürlükte olan bu sınırlama, 7409 sayılı Kanun'un dördüncü maddesiyle Türk Borçlar Kanunu'na eklenen geçici bir madde ile getirildi. Ancak, bazı ev sahipleri bu sınırlamaya uymayarak, kiracılardan kanuni sınırların üzerinde artışlar talep ediyorlar.
Gayrimenkul Uzmanı Deniz Şahin'e göre, bu durum sadece hukuki bir ihlal değil, aynı zamanda Türk Medeni Kanunu'nun ikinci maddesinde yer alan dürüstlük ilkesi ile de çelişiyor. Şahin, "Birçok kiracı, yasaya aykırı yapılan bu zamları ödemekte, ancak daha sonra bu ödemelerden dolayı pişmanlık yaşayarak fazladan ödedikleri miktarı geri almaya çalışmaktadırlar. Ancak bu süreçler mahkemede kabul görse dahi, İstinaf Mahkemelerinde bozulabiliyor. Ödemenin kim tarafından yapılacağı kiracı mı yoksa devlet mi sorunu da devam ediyor" şeklinde konuştu.
Uzmanlar, kiracılara yönelik tavsiyelerde bulunarak, %25'in üzerinde bir kira artışı talep edilmemesi gerektiğini, böylece hem zaman hem de maliyetten tasarruf edilebileceğini vurguluyorlar. Eğer kiracılar ve ev sahipleri arasında anlaşmazlık yaşanırsa, kanuni sınıra uygun artışın yapılması ve fazladan taleplerden kaçınılması öneriliyor.
Bu durum, özellikle büyük şehirlerdeki kiracılar ve ev sahipleri arasındaki sürtüşmeyi artırıyor. Kira artışlarındaki sınırlamanın bazı ev sahipleri tarafından dikkate alınmaması, kiracıları mali açıdan zor durumda bırakıyor ve bu da sosyal gerilimlere yol açıyor. İlerleyen dönemlerde, bu tür anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması ve kira piyasasının daha adil bir yapıya kavuşturulması için mevcut kanunların gözden geçirilmesi ve yeni düzenlemelerin getirilmesi bekleniyor.