Başta İstanbul olmak üzere birçok ilde üretilen konut projelerinin tüketicinin ihtiyacına yönelik üretilmemesi, konut stokların artmasına neden oldu. Sürekli yabancıya hitap eden (özellikle Araplara) projeler, yüksek maliyetli ve lüks olarak üretiliyor. Tüketicinin konut ihtiyacını karşılaması ve ev alabilmesi için 1 milyon TL’yi gözden çıkarması gerekiyor.
Asgari ücretle geçinen ve devlet memuru olan tüketicilerin ev alma imkanı TOKİ projeleriyle sınırlı kalıyor. Tüketici istediğiniz yerden istediği özellikte ev almak için bir servet ödemek zorunda kalıyor. TOKİ gibi düşük ve orta gelirli ailelere yönelik üretilen projelerin merkez lokasyonlardan uzak olması, şehir içinde yaşayanları mecburi olarak merkezden uzak konumlara sürüklüyor. Geliri yüksek olan kesim ise, kendi bütçelerine uygun olan merkezi konumlara yerleşiyor. Sektördeki krizin önümüzdeki dönemde daha ciddi bir etkisinin olacağı tahmine ediliyor.
Birçok Daire Yıllarca Satılmadan Bekliyor
İstanbul’un merkez ilçelerinden olan Beşiktaş, Kadıköy, Şişli, Sarıyer, Üsküdar gibi bölgelerde kentsel dönüşüm ya da inşaat yenilenmesi konut fiyatlarını ciddi ölçüde arttırıyor. Sıradan bir vatandaş 400 bin TL’ye sattığı evinin, müteahhit tarafından alındığında 1 milyon liraların üzerinde satıldığına tanıklık ediyor.
Sattığı evin parasıyla yeni bir ev almak istediğinde ise ciddi bir fiyat farkıyla karşılaşıyor. Beşiktaş’ta 900 bin TL’den başlayan yeni inşaatlar, üst gelir grubu tarafından alıcı buluyor. Ancak evini satan vatandaşın ya merkeze uzak olan Beylikdüzü, Bahçelievler tarafına ya da şehir dışına gitmesi gerekiyor.
İnşaatçılar tüketicinin ihtiyacını karşılayacak konut üretmedikleri için, konut projelerinde birçok daire satılmadan yıllarca bekliyor. Kullanışsız ve aşırı lüks üretilen projeler cazip olmasına rağmen ödeme gücü buna yetmiyor.