Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Katar, İran, Sudan, Türki cumhuriyetler, Güney Amerika ve Afrika ülkeleriyle ilgili barter ve farklı modellerde çalışmanın mümkün olduğunu kaydederek, "Bu şekilde kazancın ve ihracatın çok kısa bir süre zarfında katlanarak artması işten bile değil." ifadelerini kullandı.
İnşaat sektörünü riskli olarak gördüklerini kaydeden Kaan, inşatta stok sorunu bulunduğunu ve kredi maliyetinin yüksek olduğunu kaydederek, stok devir hızını artıran tedbirlerin bu nedenle yeterli beslemeyi yapamadığını anlattı.
Konut kredisi faizleri yüzde 0,98'e çekildiğini ancak tekrar yükseldiğini anımsatan Kaan, "Çünkü bankalar da bu işten karlı çıkmak istiyor. İnşaatta stokları eritmek adına faiz düzeyleriyle oynamak bu nedenle sorunun çözümünde beklenen etkiyi oluşturamıyor." şeklinde konuştu.
Düşüncesini örnekle açıklayan Kaan, "500 bin liralık bir daireyi 5 yılda ödediğinizi düşünün. Normal bedelinden bir kat daha fazla para ödüyorsunuz. Geleceğinizi bir sömürü aracına ipotek etmiş oluyorsunuz. Burada yapılması gereken İslami modele, yani insani bir modele ve finans sistemine dönüştür." diye konuştu.
Kaan, bu durumun hem devir hızını hem de talebi düşürdüğünü de belirterek, "İlaveten, inşaat sektöründe girdi maliyetlerinin önemli ölçüde kurdan etkilenmesi ve iş gücü maliyetlerinin de yüksek olması, bu kez konut arzında şişme oluşturuyor. Belki de lokomotif sektörümüz doyma noktasına gelmektedir. Bu durumun çok daha ayrıntılı bir analize tabi tutulması gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
TOKİ ile birlikte "uzun vadeli konut edindirme projesi" gibi "iş yeri edindirme projesi" yaptıklarını anlatan Kaan, şöyle devam etti: "10 yıl vadeli olsun, yatırım yapılacak bölgede rant da oluşmasın. AK Parti döneminde 16 yılda kapasite kullanım oranı ciddi anlamda arttı. Küçük sanayi sitelerinde yeriniz dar. KOBİ'lerin iş yeri genelde 100 metrekare. Sıkışmış durumdasınız. Onun için arsa, bina dendiğinde sermaye oraya yatırılıyor ve işletme sermayesi bulunamıyor. Bu proje ile KOBİ altyapısı olan 500 metrekare bir iş yerine gelsin kira öder gibi iş yerinin bedelini ödesin. 10 yıl sonra ev sahibi olduğu gibi iş yeri sahibi olsun. Hem faize bulaşmaz, ürünü uygun fiyata üreterek, ihracat yapma imkanı olur. Biz teşvikler kısmında yönlendirmeyi bu şekilde yapıyoruz."
Şu anda çok ortaklı yatırım şirketleri oluşturarak, küçükleri bir arada daha büyük şirket haline getirmek için çalıştıklarını da dile getiren Kaan, bu bağlamda Girişim Sermayesi Fonu, Tarımsal Yatırım Fonu, Kooperatif Finans Sistemi ve Gayrimenkul Yatırım Fonu gibi birçok faizsiz modelle yatırıma yönlendirmelerinin bulunduğunu söyledi.