Kentlerdeki sermaye, toprak yatırımlarıyla verimli kırsal alanlara kaymaya başlarken, arsa ve arazi yatırımları yükselmeye başladı…
Yapı ruhsatı sayılarında ciddi düşüş gözlenirken, organik tarım ve ziraî sektörlere ilgi artıyor, arsa almak isteyenler sıraya giriyor. Kentlerdeki sermaye, toprak yatırımlarıyla verimli kırsal alanlara kaymaya başlarken, istatistikler orta-uzun vadede kırsal bölgelere yeniden bir göç yaşanabileceğinin habercisi niteliğinde.
Türkiye’nin her zaman en hareketli ve bol yatırımlı sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe son yıllarda yaşanan bazı değişimler bu kentsel/kırsal sirkülasyonu daha net gözler önüne serebilmek adına önemli veriler barındırıyor. Türkiye’de bir arazi üzerinde yapı inşa etmek için zorunlu başvurulan yapı ruhsatı sayısında son 4 yılda istikrarlı bir düşüş söz konusu. Rapora göre; 2019’da ulaşılan toplam yapı ruhsatı sayısı 2018’deki sayının neredeyse yarısına tekabül ederken, 2020’nin ilk yarısı itibariyle, 2017’nin ilk yarısına oranla yaklaşık %70’lik bir düşüş görülüyor. Tarım sektörlerinde büyüyen istihdam ve sermaye payı da bu verilerin üzerine eklendiğinde, insanların kırsala dönmeye başladıkları ve ruhsat gerektiren inşa işlerine yatırımda bulunmaktansa, arsalarına yerleşmeyi tercih ettikleri sonucuna ulaşılıyor.
%20 Oranında Büyüme
Köyüne dönüp yeniden toprağını işlemek isteyenlerin arttığını belirten uparazzi Genel Müdürü Serkan Şenyer, beyaz yakalıların da sahip oldukları girişimci ruhu kırsal bölgelerde değerlendirmek istediğini belirtiyor. Bu durum, doğaya yerleşen insanların nüfusta kapladıkları yüzdenin büyümeye devam edeceğine işaret ediyor. 2005 yılından bu yana Türkiye’de çiftçilikle uğraşan kişi sayısındaki düzenli artış ve 2015’ten itibaren tarıma ayrılan alanlarda gözlenen yaklaşık %20 oranındaki büyüme; arsa ve arazi yatırımlarının her geçen gün daha yoğun talep gördüğünü destekliyor.