Anayasa Mahkemesi, aile konutuna gelen haczin kaldırılması için açtığı dava "ehliyet yönünden" reddedilen kadının, aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
İzmir’de yaşayan bir kişi hakkında ödemediği borçlarından dolayı icra takibi başlatıldı. Takip nedeniyle çek sahibinin İzmir'in Buca ilçesindeki konutuna haciz konuldu. Eşinin borcundan dolayı eve haciz konan kadın ise önce dava açarak mahkeme kararıyla oturdukları eve "aile konutu şerhi" koydurdu, ardından da haciz işlemine karşı dava açarak, kaldırılmasını talep etti. Mahkeme ise "aktif dava açma ehliyeti" bulunmadığından kadının başvurusunu reddetti. Kadın, karar düzeltme talebinin de reddedilmesi üzerine kadın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak yaptığı itirazın "aktif dava ehliyeti olmadığı" gerekçesiyle reddedilmesinin aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini öne sürdü. Anayasa Mahkemesi, kadının aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Anayasa'nın aile konutuyla ilgili olarak devlete yüklediği pozitif yükümlülükler, mülkiyet hakkından bağımsızdır. Aile konutunun maliki olmayan eşin koruyucu yetkileri kullanmasının engellenmesi, bu yükümlülüklerin ihlali sonucunu doğurabilir. Aile konutunun haczedilmesine karşı borçlunun eşinin de yargı yoluna gitmekte hukuki yararının olduğu değerlendirildiğinde, aile konutu güvencesinden kaynaklanan haklarını ileri sürebilme ve bunları yargı mercilerinde tartıştırabilme imkanına sahip olması gerekir.
Yargılama bir bütün halinde değerlendirildiğinde, taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa'nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir."