Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 'Deprem: Bildiklerimiz, Bilemediklerimiz' adlı prograda yaptığı konuşmada, en küçük depremleri bile yakalayabildiklerini söyledi.
Depremi konu eden programda konuşan Haluk Özener, Sultan Abdüllaziz tarafından 1868 yılında kurulan rasathanenin bu yıl 150. kuruluş yıl dönümünü kutlandığını belirterek, depremle ilgili ilk kayıtların 1881'de Japonya tarafından tutulmaya başlandığını, 1895 yılında iki adet sismometre alınması ile Osmanlı'nın da kayıt tutmaya başladığı bilgisini paylaştı.
Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi'nin teknolojisinin 2002'den sonra hızla geliştiğini kaydederek, şöyle devam etti: "1999 yılına kadar tüm Türkiye'de 30 tane deprem istasyonumuz vardı. 99'dan sonra çok geliştik. Bugün 223 istasyona ulaştık ve bu sayı yıl sonunda 230'u bulacak. Eskiden manuel olan algılama sistemlerimiz vardı. Artık bütün istasyonlardan gelen uydu, GSM ve ethernet hattından gelen dijital verileri alabiliyoruz. Deprem algılama kapasitemiz çok gelişti. Küçük depremleri bile yakalama şansımız var. Mesela Marmara Denizi'nin içinde Japon ortaklığı ile deniz tabanına kurmuş olduğumuz sismometre cihazları ile 0,2 büyüklüğündeki depremleri bile yakalayabiliyoruz."
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Anadolu plakasının batıya doğru yılda 2.5 santimetre civarında hareket ettiğini anlatan Özener, "Bu hareketten dolayı bir enerji birikiyor. Bu enerji doyuma ulaştığında deprem olarak ortaya çıkıyor. Bu hareket olmasaydı deprem olmayacaktı. Hareketin Ege'de 3.5 cm'ye doğru yaklaştığını görüyoruz. Uzun yıllar sonra jeolojik olarak, biz görmeyeceğiz ama çok uğraştığımız Avrupa Birliği'ne girme şansını elde edeceğiz. Çünkü, Türkiye, Yunanistan'a yapışacak. Arada Ege Denizi kalmayacak. Doğal olarak AB sınırları içine girmiş olacağız." şeklinde konuştu.
Özener, rasathanenin 2017'de Türkiye genelinde toplam 34 bin 134 deprem kaydettiğinin altını çizerek, bunun günde 100 deprem olması anlamına geldiğini belirtti. Tutulan deprem istatistiklerine göre Türkiye'de ortalama her 6,5 yılda bir 7 ve üzeri, 18 ayda bir 6 ile 7 arası büyüklüğünde, 50 günde bir 5 ile 5,9 büyüklüğünde, her gün ise 3'ten büyük depremlerin olduğunu açıklayan Haluk Özener, İstanbul'u etkileyecek büyük bir depremin 1900'lü yıllardan bu yana yaşanmadığını ve bunun önemli bir veri olduğunu aktardı.
Özener, şöyle devam etti: "1766, 1894, tarihlerinde Marmara'da büyük depremeler olmuş. Burası tarihte bir çok depreme maruz kalmış, burada bir enerji birikiyor. Bir gün mutlaka olacak, bundan kaçışımız yok. Marmara'da 1900'lerden sonra 4'ten büyük depremler var ama 7'lik bir deprem İzmit'ten başka görmüyoruz."
Marmara Denizi içinden geçen fay hattı ile ilgili bilim adamlarının farklı görüşlerinin olduğunu anımsatan Özener, "Hangi fay modeline göre, neresi kırılacak? konusunda çok fazla bilinmeyen var." diye konuştu.
Özener, İstanbul'da deprem erken uyarı sisteminin bulunduğunu ancak bunun yanlış anlaşıldığını ifade ederek, şöyle devam etti: "İstanbul deprem erken uyarı sistemimiz' var. Marmara Denizi içinde 10 tane istasyonumuz var. İki deprem arasında, ortalama 5 saniye yıkıcı dalga arasında fark var. Bu sayede ikinci yıkıcı depremi ortalama 5 saniye önceden tespit edebiliyoruz. Bu bilgiyi de İGDAŞ gibi Marmaray gibi acil durumlarda tedbir alınması gereken otomasyon sistemlerine iletebiliyoruz. Yıkıcı bir depremin hasarlarının azaltılmasını sağlıyor. Depremin şiddetli olacağı yerleri AKOM ve AFAD'a ileterek yardım ekiplerinin nereye yönlendirilmesi gerektiğini tespit ediyoruz."
KÖPRÜLER KONTROL EDİLİYOR
Özener, 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin depreme uygun yapıldığını ve depreme karşı takip edildiğini de anlatarak, "Bu yapılar, enstitümüzün 'Yapı Sağlığı İzleme Kurulu' tarafından farklı tekniklerle izleniyor. Herhangi bir probleme yol açacak bir tehlike olaması halinde müdahale ediliyor. Belli aralıklarla halatlar değiştiriliyor. Bu tarz önlemler alınıyor." ifadelerini kullandı.