Konut satışları durgunlaştığı süreçte 'barter' anlaşmalar sektöre canlılık kazandırıyor. Mint Yönetim Kurulu Başkanı Sefer Altıoğlu, 4+1 veya dükkan gibi satış güçlü olan ürünlerin bartere konu olduğunu dile getirdi.
Dünya gazetesi yazarlarından Leyla İlhan, bugünkü yazısında birçok şirketin kurtuluş modellerinden biri olan 'barter' anlaşmalarına ilişkin konuyu işledi.
Son 1.5 yıldan bu yana satış sıkıntısı çeken gayrimenkul firmaları için barter yani takas modelinin kurtuluş umudu olduğunu dile getiren İlhan, yazısında şu görüşlere yer verdi: "Uzun zamandan beri sektörde uygulanan sistemin ise özellikle son dönemde daha da yaygınlaşmaya başladığı ifade ediliyor. Bu artışta 2017’nin son aylarında daha fazla kendini hissettiren satış problemi etkili oldu. Piyasadan edindiğimiz bilgilere göre bu dönemde müteahhitlerin peşin para vererek proje geliştirme yöntemi yerine, daire karşılığında iş yapma yöntemini daha fazla tercih ettiği aktarılıyor. Bundan dolayı yaptıkları ihalelerin yüzde 50’si bartera dönmüş. Bir projenin tamamının ise yüzde 20-25’nin barterla yapılır hale geldiği belirtiliyor. Aslında model kısa vadede firmaların öz sermayesini harcamadan projeyi tamamlaması ve eldeki stokları eritmesi açısından faydalı gibi duruyor. Ancak bu fayda barter oranının yüzde 5’lerde kalması halinde geçerli oluyor. Çünkü barterla daire alan malzemeci ya da taşeron daha sonra bu daireleri firmanın belirlediği rakamın altında satışa çıkarabiliyor. Dolayısıyla barterlı anlaşmalarda oranlar arttıkça firmaların satış politikalarına zarar verebiliyor. Bu da o firmadan konut alan yatırımcıyı zarar uğratabildiği gibi projeye de zarar verebiliyor."
SEFER ALTIOĞLU: İHTİYACI ANLAMAYAN BİR ÜRETİM VAR
Konuya ilişkin Mint Yönetim Kurulu Başkanı Sefer Altıoğlu da 4+1 veya dükkan gibi satış güçlüğü olan ürünlerin bartera konu olduğunu belirtti. İnşaat şirketlerinin bu yöntemle ellerindeki stokları ellerinden çıkardığını hem de iş yaptırdıklarını ifade eden Altıoğlu, ürünün metrekaresi arttıkça ve yoğunluk arttıkça bu yöntemin kullanıldığını söyledi.
1+1 veya 2+1 gibi dairelerin olduğu projelerde ihtiyaç olmadığını aktaran Altıoğlu, "Çünkü İstanbul’da hane ortalamasına düşen nüfus oranı 2.8. Bu da İstanbul’da hane ihtiyacının 2+1 olduğunu geniş daire ihtiyacının az olduğunu gösteriyor. Markasız konutlarda maliyetin yüzde 50’si barterla finanse ediliyor. Markalılarda bu oran yüzde 15. Son 3 yılda 1 milyon 800 bin konut satıldı. Bu süreç içinde 3 milyona yakın yeni konut imalatı yapıldı. Elde 1 milyon 200 bine yakın stok bulunuyor. Bunların da önemli bir kısmı yüksek metrekareli konutlar. İhtiyacı anlamayan bir üretim var.” şeklinde konuştu.